Akşam yazacağım demişim. Ama yazmamışım görüldüğü üzere. Veya da benim gözümde akşam kavramı biraz farklı , neden olmasın? Evet öyle. Kendimi haklı çıkardım en haklı benim.
Kaç gün, kaç hafta olmuş yazmayalı. İnternetsizlik, internet geldikten sonra boş vakitsizlik (çünkü sınavlılık) , böyle salak salak sıfatlar uydurmalar falan derken günler saatler geçip gitmiş ve ben ders çalışan , sistem dişlilerinden birine dönmüşüm. Ne kendi düşüncemi üretiyorum, ne yaratıcı bir tasarım koyuyorum kafamda ortaya, ne hayal kuruyorum. Varsa yoksa sınav. Ne yapalım, her öğrenci gibi ben de razıyım buna. Varsın hayatımdan 3 haftayı alsın götürsün sınavlar. Yeter ki sonradan mallaşmayayım. Yeteri kadar mal değilmişim gibi huaehuae
Nerden başlasam ne yazsam ki şimdi bilemedim. Şimdi öncelikle merak eden ve etmeyen kitle (tekrar ediyorum : yani hiç kimse) için şimdiye kadar geçirdiğim sınavlar ve bana geçirenleri yazayım. Geçirdiklerim : Cerrahi, Farmakoloji, Kadın Hastalıkları, İmmünoloji ve Mikrobiyoloji (Bugün girdiğim son iki sınavı hatırlarken durup 10 saniye filan düşündüm. İnsan bu kadar mı hızlı siler sınavı kafasından, isyanım sana beyin efendi!). Geçirenlere gelirsek (and the oscar goes toooo...) Farmakoloji! 60 aldım, CC notunun sınırında. Üzgün değilim mutluyum hatta. Ama koskoca üniversite öğrencisini gidip 10 soruluk teste sokmak ve bilgisini bununla ölçmek, 15 yaşında sağlıklı bir çocuğun gelişimini kakasını yapıp yapamamasına bağlamak kadar abes bir iş. Neyse, buradan Farmakoloji sessiz çığlıklar eşliğinde kınıyorum. Bu kınamam da Blogger'ın sunucularının ötesine geçmeyeceği için üzülmüyorum (/içine döktüğü gözyaşlarını yutar/ ewhuah).
Eeee? Bitti mi yani? Daha bir şey yazamayacak mıyım? Vallahi elim klavyenin tuşlarında gezindikçe içim bir hoş oluyor. Hani böyle çok sevdiğiniz bir çikolata alır arkadaşınız size mutlu olursunuz, ama sonra başka bir arkadaşınız daha güzel bir çikolata almıştır, daha da mutlu olursunuz. Sonra sevdiğiniz kızı görürüsünüz, sonra da o gelir size konuşur sohbet eder, sonra da onunla derse falan girersiniz, sonra evlenirsiniz falan, öyle bir şey işte bu mutlulukta. Bu kadar net tarifi de başka yerde bulamazsınız ona göre.
"mutluluk da" olmalı. Edepsiz.
YanıtlaSil