26 Ocak 2012 Perşembe

Okulum Ne Kadar Kötü? (küfür içeren kısım kaldırılmıştır. Bundan sonra gerçek başlık : "Hocalarım Ne Kadar Kötü?"dür.)

 Bu kadar uzun bir yazıyı okumanıza gerek yok aslında. Ben kısaca söyleyeyim bu okulda neyi öğrendiğimi : Benden daha erken doğdu diye, benden daha erken okudu diye, o koca göbekli yaşlı Profesörlere hakkettiği kadar saygı göstermeyi öğrendim. Ne fazla , ne eksik.


  Öncelikle böyle kötü bir başlık için okuyan bir kaç kişiden çok özür dilerim. Normalde küfür eden biri değilim, kolay kolay ağzıma almam. Ama bir küfürü başlık yapıyorsam eğer , hayatımda bir şeyler ters gitmiştir demek ki.
  Hayatımdaki en büyük şey ne peki? Okul. Okuldaki en büyük şey? Sınavlar ve bütünlemeler. Nerden başlasam bilmiyorum. Uğradığım haksızlığı, elimden çalınan emeği, hangi ibnelerin benden ve arkadaşlarımdan neler çaldığını nasıl anlatabilirim? Nasıl geçirebilirim buraya... Çaresizliğimi nasıl yazabilirim, şu tuşlar inan ki sevgili okur, yetmiyor anlatmaya. Nerden başlasam, bakın öncelikle şundan başlayalım.
 1-) Final  - Sözlümüz. Korkulan bir hoca geldi. Alayımızı bıraktı. Belki de biz kaldık, ama düşük notların yoğunluğu çarpıcıydı. Bunu sindirdik arkadaşlarımla. Sesimiz çok çıkmadı. Çalışırız dedik, şanssızız dedik. Üzüldik, belki biraz gözyaşı... Ama sonra...
 2-) Bütünleme - Teorikten herkes alabildiği kadar iyi aldı. Yüzler gülüyordu. Hepimiz olmadığı kadar mutlu ve de umutluyduk. Çalışmanın karşılığını gördük, not kağıdında. Ben 70 aldım. Kısacası herkes mutlu olduğu nota kısmen de olsa ulaştır. Sözlüde yapılacak edepsizliğe, terbiyesizliğe hazır değildik.
 3-) Sözlüye girdik ve çıktık. Fehmi Hoca'dan sonra , şeker gibi geldi hocalar. Karşılıklı sohbet gibi geçti. Herkes bir şeyler bekliyordu. Eminim kimse 50'nin altında not beklemiyordu. Kaç aldık biliyor musun sevgili okur? 30. Hayır sadece ben değil, 11 kişi 30 aldı. Herkes. Herkes aynı derecede kötüymüş demek ki. Yapacak bir şey yokmuş.

  3. maddeyi sindirebilecek bir insan tanıyor musun sen sevgili okur? Biz bu kadar aptal öğrenciler miyiz, teorikten 70 almışız, 60 almışız, sözlüden bize edepsizce ve ahlaksızca 30 veriliyor. Sindirilemeyen ne biliyor musun? Düşük almak değil , kesinlikle hayır. Herkes hakkettiği notu aşağı yukarı bilir. Düşük beklediğin sınavdan düşük gelir, üzülmezsin. Ama kimse 30 beklemiyordu. Kim sözlüden çıkarken 30 bekler ki? Ben 60 bekliyordum. Belki 80 gelir de , CB gelir diye de tatlı hayallerle de kendimi avutuyordum. Bu layık görüldü bize, 30. Sizin siktiriboktan professör dediğiniz yürüyen egoların öğretemediğini, sizin siktiriboktan beş para etmez dahiliye kitabından öğrenemeye çalıştık. Derse gelmedik belki, bizim suçumuz. Ama 30 alacak kadar az çalışmadık biz. 8 gün, ağır depresyon altında, nasıl geçtiğini anlamadığım stresli saatler altında ezilen bünyem ile nasıl çalıştığımı bir ben bilirim. Durumu benden çok daha kritik olan arkadaşlarım vardı. Onların nasıl çalıştığını bilmiyorum.

  Ve en önemli kısım. Ben geçtim. Ortalamamın ağzına eden bir notla geçtim. Gerçekten Allah'ın büyük bir lütfu. Ama arkadaşlarım... Benim üzüntüm kendime değil o kadar. Gözde'nin gözünde gördüğüm o doluluk, Seda'nın yüzündeki endişe, yeis, Alper'in yüzündeki anlamsız bakış, Arzu'nun 49,2 ile kalması, Didem'in yüzü, Erdem'deki şaşkınlık... Ben kaldıramıyorum bunları. Yüzümüze gülen o ibnenin sırıtışının altında, benim arkadaşlarımın çalınan emeği, çalınan zamanı var. Bu benim çok ağırıma gidiyor. Oradaki hiç kimse , HİÇ KİMSE bu notu hakedemezdi, eminim ki kimse de haketmedi. Bunun üstüne daha da ağır olanı ne peki biliyor musun okur, elinden hiçbir şey gelmiyor. Kimsenin elinden bir şey gelmiyor. 3. Sınıf koordinatörü (kendisine ciddi şekilde saygı duyarım) "Demek ki haketmişsiniz" dedi bize. Kayışlarım koptu benim o anda, herkesin üzüntüsünü gördüm o an. Adaletsizlik gözümüzün önünde vuku buluyordu, kurban da bizdik. Sistem kurbanı ha, ne dersin?
 
  Zaten daha fazla dinleyemedim hocayı, çıktım ben de dışarı. Annemi aradım, hüngür hüngür ağladım. Sokak ortasında , öylesine. Çok tutarım kendimi oysa ki bu konuda. Haksızlığı sindirdim, her gözyaşıyla rahatlamadım belki ama, annemin sesi rahatlattı beni. Sonra da babamınki. Hepimiz haksızlığa uğrarız dediler bana. Doğru, ama ben yakayı sıyırdım. Ya dostlarım?

  Son olarak, 2,5 senedir bu okulu ve hocaları büyük bir inatla sevmeye çalıştım. Bin bir türlü saçmalık başımıza gelse de , hep "Okulumdur öğrenciyi düşünür, candır." dedim. Duygusallık yapmıyorum burda, okulumu seviyorum. En azından seviyordum. Artık değil. Artık hiçbir hocayı da sevmeyeceğim, iki güler yüze kanmayacağım bebeler gibi. Kimsenin bizi düşündüğü yok, niye uğraşayım Polyanna olmak için. Bu okula gelmeyin. Cerrahpaşa'ya gidin, Marmara'ya gidin, Bursa'ya gidin, Kocaeli'ne gidin, Konya'ya gidin. Bu okula gelip de 600 kişi merdivenlerde ders işlemeyin, laboratuvarda sıkışmayın, uygulama derslerinde sıkışmayın, o kadar çalışmayın bu okula gelmek için çünkü benim okulum siktiriboktan.

  Daha demin çok sevdiğim birine mesaj atarken anladım ve ona da yazdım : "Daha önce hiç nefret hissetmemişim meğersem.". Şimdi daha da yoğun hissediyorum. Herkese iyi geceler ve küfürler için çok çok özür dilerim.

  (Yazıyı ikinci kez okumadım, belki bir daha da okumayacağım. Hatalarımı mazur görün lütfen. O hayır, ben bazı hataları mazur görmeyeceğim. Bana bu kötülüğü yapanların annesinin babasının çocuğunun ölmesini falan isteyeceğim.)

-Yıllar sonrasından düzenleme : Kötü okul yoktur, kötü niyetli hocalar vardır.

10 yorum:

  1. diğer tıp fakülteleri de farklı değil. her yerde aynı şey var. bnce tıp seçilmesin direkt

    YanıtlaSil
  2. ikinci sınıftayım, sana mı acıyayım, geleceğimden mi korkayım bilemedim...

    YanıtlaSil
  3. adsız.. sana kayarım

    YanıtlaSil
  4. ne ara silmiş lan yorumu.. neyse kendi kendime kaymış oldum. derse girmemişsin ötüyosun diyodu da arkadaş

    YanıtlaSil
  5. Önemli değil. Çok da fazla umrumda değil öyle komik yorumlar şu an.

    YanıtlaSil
  6. sinan111111111126 Ocak 2012 20:46

    kendi başıma gelene ve arkadaşlara baktığımda şunu görüyorum; üniversitemize sövmemizi/üniversitemizi sevmemizi belirleyen şeyler çok salakça aslında. olabilecek tüm sebepler arasında en salakça olanları. tek kötü derse, mal hocaya bakıyor çok sevdiğimiz okulumuzdan birden nefret etmeye başlamamız.

    en şerefsizce olanı da ne biliyor musun, girmek için çok çaba sarfettiğinden veya bir şekilde havalı bir pozisyonda bulunduğundan(dışarıdaki bir insanın bakış açısından), içinde bulunduğu durumu farklı yansıtıyoruz başkalarına. aile/arkadaş ortamında, biri sorarsa hemen okulun çok iyi, çok kralsın. hatunlar da süper ayrıca. ortamın amına koyuyorsun.

    sonra liseli akrabalar/arkadşalar geliyor, sen de içinden küfrede küfrede okulu tavsiye ediyorsun ya, ta amına koyayım. egonu bir kenara atıp "hacı çok çalıştım amına kodumun okuluna girebilmek için ama bir boka benzermiyor" diyebilmelisin. bunu diyebilecek seviyeye gelebilmen için dersten kalman/hocanın birinin sana kazık atmasına gerek olmamalı. biri de sana bu okulu tavsiye etti, bu hocalardan, sistemden bahsetmedi, düşünsene.

    her işte bir hayır vardır. sinirlendiğimizde bu açıdan bakmak epey zorlaşıyor ama eğer başarabilirsek en boktan durumdan bile avantajımıza birşeyler çıkarabiliriz. ben şahsen geriye baktığımda en saçma günlerimde bile öğrendiğim birşeyler bulabiliyorum. bu da bir sonraki dandik durum için bana motivasyon sağlıyor. olayı kafana takmamaya başlıyorsun.

    (bu arada bu kadar sikik akademisyenlerin/öğrencilerin-bunu bu yazıya bakarak söylemiyorum- bulunduğu bir ülke sınırları içerisinde tavsiye edilmeye değer bir üniversite var mıdır, apayrı bir tartışma konusu)

    YanıtlaSil
  7. intern olunca anlarsın nasıl bir okulda okuduğunu. cerrahpaşa'dan birincilikle mezun olan doktorların bile 'siz burda çok şanslısınız' diye sana intern halinle bile gıptayla baktıklarını, istanbul'daki tüm hastanelerden oluk oluk hasta aktığını görürsün.
    evet, benim de başımdan boktan sözlüler geçti. tüm soruları bildiğim bütünlemeden 65 aldığım da oldu. veya personellerin işlerini yaptığım da oldu koştura koştura. bir ay okula uğramadan geçtiğim stajlar da oldu. ama okula siktiriboktan diyemem. hele 'buraya gelmeyin oraya gidin' hiç diyemem.
    ben 'keşke 4. sınıfta kalsaydım da bi kere daha okusaydım' bile diyorum.

    YanıtlaSil
  8. Gerçekten Allah'ın büyük bir lütfu.

    YanıtlaSil
  9. 3.dönem öğrencilerinde genel olarak bir mallık seziyorum. Kütüphanede en çok gürültü yapanlar da onlar.
    Yazdıklarında haklılık payı var ama şunu da söylemek isterim ki bizim dönemde Fehmi hocadan sözlüye girip 80-90 gibi notlar alan çok arkadaşımız vardı. Hocalar da sezmiş bu mallığı demek ki.
    Okulun kıymetini bilin çok ararsınız ilerde.

    YanıtlaSil
  10. Nitekim ben de gördüm Fehmi hocanın göreceli olarak adaletli not dağıtımını. 30'u aldıktan sonra , zaten hakkındaki kötü düşüncelerim gitti. Mamafih, haksız olarak kalanların yanında haksız olarak geçenler olunca, adaletin eksikliğinden üzülüyor insan.

    YanıtlaSil