21 Şubat 2013 Perşembe

Monster Laptop Çilesi

  Her şey ; "Neden oyun laptopu almayayım ki? Böylece hem ailemin yanında, hem de öğrenci evinde oynarım oyun!" düşüncesinin, beynimde tohumlarının yeşermesi ile başladı. Mantıklı geldi. Neden olmasındı ki? Böylece hem benim için oldukça anlamlı olan "Cuma gecesi oyun oynama gecesi" eski anlamını yeniden kazanacaktı, hem de ailemin yanında. Düşünmez olaydım, hayatta bir çok konuda o kadar pasifken bu konuda bu kadar aktif olmaz olaydım.
   Tabi piyasayı araştırdım biraz. Şimdiki masaüstü bilgisayarım oldukça güçlü olduğu için, daha güçsüz bir laptop almak istemedim haliyle. En güzelini tadınca, bir kötüsü elime geçince razı olamıyorum kolay kolay. Tamahkarım belki de (şapkaları koymadım, affedin). Piyasa araştırması sonucu, istediğim özelliklerde bir laptop almak için en az 4-5 bin liraya gereksinim olduğunu görünce, alternatif arayışına girdim. Monster markasını biliyordum önceden, ama araştırıp kurcalamamıştım hiç. Bir bakayım dedim. Ticaret mantığı güzel kurulmuş : 1 - 2 ay önceden siparişi veriyorsunuz, oldukça ucuza getiriyorsunuz ürünü. Satıcı bu şekilde kaç tane getireceğini biliyor dışarıdan, ona göre getiriyor elinde mal kalmıyor, zarar etmiyor. WIN - WIN yani, hem satıcı hem de kullanıcı açısından. Ama pratikte durumun nasıl işlediğini yazayım ben size.
   -18 Kasım 2012'de verdim siparişi. Ürünün gelme tarihi olarak 15 - 30 Aralık dendi. Heyecanlandı bu saf çocuk tabi, "1 ay sonra yeni bilgisayarım gelecek" diye. Günler geceleri kovaladı durdu.
   - Tarih geldi, laptop gelmedi. Kendilerine ulaştığımda, "Bir erteleme yaşandı" dediler. Peki dedim. Sineye çektim. Yerli firmadır. Bir tarih aralığı verdiler. Ama şimdi unuttum onu, mazur gör okuyucu. Aklımda hiç bu kadar tarih tutmamıştım ki ortaokul tarih sınavından beri!
   - Beklenen tarih geldi, günler geçti, laptop gelmedi. Kendilerine ulaştığımda, "7 - 15 Şubat arası teslim ediyoruz" dediler. Yine inandım tabi. Burada içine düştüğüm çok kötü bir psikolojik tuzağı ve adamların bunu nasıl kullandığını vurgulamak istiyorum : 1,5 ay bekledikten sonra, kendi kendime 1 - 2 hafta da beklerim herhalde diyorum. Adam da, ürünün gelmeyeceğini bilse bile, bana yakın bir zaman veriyor. Ben o zamana kadar da bekliyorum, sonra yakın bir zamana tekrardan erteleme yapıyor. Yine aynı döngüye giriyorum.
   - O tarih aralığında, ürünün durumu ile bilgi almak için kendilerine ulaştığımda, "15 Şubatta kargoluyoruz! Cumartesi elinizde!" yalanını duyuyorum. Tabi kalp pır pır atıyor.
   - Cumartesi gecesi, koynumda bir laptop yerine, boynumda bir yumru ile uyuyorum.
   - Kendilerine her ulaşmaya çalıştığımda, bana geri dönüş yapılacağından bahsediyorlar. Gecikme tazminatı veriyorlar, gün başı 6,5 lira. Aradılar iki gün önce beni, adres teyidi aldılar ve ekran kartını muhtelemen kendileri karlı çıkacak şekilde yükselttiler. Ama umrumda değil açıkçası bu kısmı. Laptopumu alacaktım sonuçta! Hem de haftasonuna kalmadan! Yoksa yine aynı tuzağa mı düşmüştüm? Yok la işte, adam göndereceğiz dedi haftasonuna kadar.
   - Zurnanın zırt diyip de, zurnacının ağzından tükürükler saçarak zurnayı fırlattığı kısma geldik. Liseden bir arkadaşım da aynı modelden sipariş etmişti ve ona mesaj attım hemen "Laptoplar geliyooor!" diyerek. Hani mutluyum, paylaşıyorum. O da benden alsın haberi. Ama onu aramamışlar. Konuştuk kendisi ile.
    Arkadaşım : Aradım ben MeneS onları. Bana 15 mart dediler kargo tarihi?
    Ben : Nasıl olur yea?! Bana haftasonuna kadar gelecek dediler , ben mi yanlış anladım acaba. Yoo hayır, haftasonuna kalmaz dedi lan işte adam.
    A: Ben de onu söyledim adamlara, senin ismini kontrol ettirdim hatta listeden. 15 Mart gözüküyordu senin de.
    Benim durumu düşünebiliyorsunuz tabi. İkinci kez, alenen yalan söylenme durumu var ortada ya da çifte standart. Bana gönderiliyor da o arkadaşıma neden gönderilmiyor? Ben devamlı arayıp sorduğum için mi? Sorun her ne olursa olsun, sakinleştirdim kendimi. Eve dönünce aramamı  yapmaya karar verdim.
  - Eve döndüm, aradım Monster'i. Telefon listesine kaydetmişim zaten. Dedim böyle böyle, ne iş? 15 Mart mıdır nedir bu? "Efendim size X'in numarasını vereyim oraya ulaşın" dediler. Verdiği o numarayı önceden 2 kere aramış ve ikisinde de cevap alamamış olduğum için, "Onlar beni arasınlar" dedim. 2 saat geçti. Dönen olmadı. Bir daha aradım Monster'i, ilgili yere bir daha her ne b*k iletiliyorsa ondan iletilmesini ve gün bitmeden geri dönülmesini "rica ettim". Dönmediler.
    Peki vardığım sonuç ne? Beklemek, sevinmek ve üzülmek arasında dalgalanan duygu durumum, sanki yeterince dinamik değilmiş gibi. Saf yerine konarak söylenen yalanların içimde biriktirdiği öfke. Güven duygusunun getirdiği tahribat.
    Ve işte, 21 Şubat 2013. 2 ay önce gelmesi gereken laptopum yok önümde ve bu bekleme süresini 15 Marta kadar da uzatmaya niyetliler galiba. Sağolun efendim ben almayayım. "Haftasonuna kalmaz" denilen laptopum önüme gelirse eğer Cuma'dan önce, amenna. Ama "Bir gecikme oldu efendim, Pazartesi elinizde olacak" denildiği anda bile siparişi iptal edeceğim.

Düzenleme : İptal ettim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder