26 Ocak 2017 Perşembe

 Fani hayatın, en güzel arabaların, en güzel kitapların, en büyük galaksilerin bile sonu var herkesin bildiği üzere. Her güzel şey, diyeceğim odur ki, bir yerde bitiyor. Ama korkmaya gerek yok. Çünkü MaviYogurt bitmeyecek!
  Yalnız kalmanın rahatlığı mıdır, yoksa hizmet üretiminden başka bir şey katmadığım çevremin bende oluşturduğu tatminsizlikten midir, ufak bir silkelenme yapma zamanı geldi yine tekrardan. Yeniden kitap okumaya ağırlık vererek başlıyorum hayatıma öncelikle. Özellikle psikiyatri için gereken geniş dağarcığa ve hayal gücüne sahip zihinden uzaklaşmaya başladım çünkü günlük uğraş içerisinde. Bilimsel merakım sönmedi, psikiyatrik ve nöropsikiyatrik teorik bilgilerin bende uyandırdığı merak ve heyecan hala devam etmekte. Ama günlük uğraşın getirdiği yorgunluğa teslim olmaya başladığımı farkettim. Hatta bu yorgunluğun kendilerinden sorumlu olduğum hastaların bakımına ve onlara olan ilgime de yansıdığını gördüm Kİ kendim için sıkıcı olmaktan çıkıp, başkaları için tehlikeli bir durum olmaya başladığının göstergesi ve alarm çanlarının çalması gereken bir konumda olduğumu bana hatırlatan bir şey oldu bu. Sonuç, buradayım ve yeniden, -hizmet dışında- bir şeyler üretme ya da kendime faydası olacak bir şeyler tüketme arayışındayım.
  İşe dediğim gibi her zaman zihnimi ve ruhumu besleyen bilim-kurgu romanları ile başlıyorum. Arkady ve Boris Strugatsky'nin "Kıyamete Bir Milyar Yıl Kala" adlı kitabını okumuştum zaten, geçen gün D&R'da diğer kitaplarından biri olan "Pazartesi Cumartesi'den Başlar"ı aldım elime, yanına da Mass Effect serisinden bir kitap. Maltepe-Erenköy arasında sıkışıp kalan ve rutin hayat içerisinde gerçekliğe odaklanmaya zorlanan -hatta psikozdaki hastalara da bu gerçeği dayatan- ruhuma, biraz hayalgücü damarından adrenalin aşılamak lazım çünkü. Bir arkadaşımın yazdığı film senaryosunu okurken ve filmlere olan ilgisinden söz ederken dediği gibi "Biraz olsun çocuk kalmaya çalışmak".
  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder