4 Ocak 2011 Salı

Nasıl Türk medyası olunur?

 Bilmem farkında mısın okuyucu, medyamız ne kadar saçma, ne kadar abidik gubidik. Şimdi, bu gariplikleri toplayacağız ve 10 dakikada nasıl televizyoncu olunur onu öğreneceğiz! Hip hip hurray! MeneS için 3 kere!

 Öncelikle haberlerden başlayalım. Temel kural : Galeyan kuralı. Ne olursa olsun, ne haberi olursa olsun insanları gaza getirmelisin. Domates zammı mı? Bas Yüzüklerin Efendisi müziğini. Salatalık zammı? Mortal Kombat'dan bir şeyler al. Politikada ortalık gergin mi?

 İnsanları sanki devlet yıkılacakmış ve sokaklarda gerginlik hüküm sürüyormuş gibi hissettir. Politik liderler arasındaki (aslında onlar için normal olan) tartışmaları , allayıp pullayıp izleyicilere sun. Tabi ki arkada epik müziklerle ehuah. Yoksa insanlar neden izlesin? Olur mu hiç öyle şey?!

 Kural iki : izleyicileri heyecanlı tut. Ana haber başında , hangi haberleri vereceğini "haber ver". Hatta en çok merak edileni ve en çok reklamını yaptığını en sona sakla. Reying her şeydir değil mi?

  Kural üç: Bunun reytingle ilgisi yok (O zaman neden bir önceki paragraf "Reyting her şeydir" cümlesi ile bitti. Adam ol alırım paçanı aşşşşşağı!). Ana haber bitmeden önce reklam ver. Tıpkı dizilerdeki gibi. Çok zekiyiz biz ya değil mi? Haberler bitmede önce hemen reklamı veririz, böylece aradaki reklam kuşağından yemeden fazladan para kazanırız. Biz yok muyuz biz!

  Kural dört : Kanalın siyasi görüşünü destekleyen tezler uydur. Mesela : Ahmet Mehmet'in kasasından çıkan X dvd'lerinde bilmemne ile ilgili önemli bilgiler olduğu iddia ediliyor. Ya da, Bla Bla olduğu söyleniyor. Nasıl ama? Bu kalın yazılmış olan kelimeler ile istediğini yazabilirsin, istediğini iddia edebilirsin. Yapılan bir saldırıyı başörtüsü yüzünden yapılmış gibi gösterebilirsin (Yargıtay saldırısı) ya da olmayan belgeler ile insanları birbirine düşürebilirsin. Kolaymış değil mi?

 Peki, habercilik hakkında temel bilgileri öğrendik. Şimdi dizi yapımında sıra. Kuralları saymaya başlıyorum, sıkı tutunun.
 
  Kural bir : Tabi ki de dizideki her karakterin yaptığı her hareketi kaydedin kameraya. Böylece diziler uzasın 90 dakikaya. Evden çıkıp arabaya gitme sahnesini uzat mesela. Kurtlar Vadisi'ne bakın. Adamlar işi iyi biliyor.

  Kural iki : Nasıl dizi olursa olsun, içine aşk koy. Oldukça basit değil mi bu da? Sonuçta insanlar kendilerini diznin ana karakteri yerine istemeden olsa koyabilirler. Ayrıca aşk olmasa dizi nasıl yürüyecek? Hangi dizi var ki içinde aşk olmadan 1 sezon gitmiş?

  Kural üç : Kural ikiyi destekler nitelikte, koyacağın başroldeki elemanların yarısı kız, yarısı erkek olmalı. Çünkü birbirlerini sevecekler ilerde. Belli yani. Elindeki konu bittiğinde, artık senaristleri uykusuz geceler beklediğinde basıcaksın aşkı, basıcaksın aşkı. Her çiftin birbirine aşık olmas süreçlerini de ayrı bölümlerde işleyeceksin. Böylece dizi olarak sonsuzluğa doğru adım adım gideceksin. (Rasgeldiğim bir dizinin sahnesinde, öncesinde aralarında aşk olmadığını bildğim çiftten biri, diğerini eline bir sebepten su döküyor. O da ona aşık oluyor. Ne çabuk aşık oldun oğlum sen öyle?! Bu mu senin aradığın kadın. "Abi elime su döksün, başka da bir şey yapmasın gerek yok" mu senin kıstasın?)

 Kural dört : Yeni yüz denemeyeceksin dizilerinde! SAKIN! Hatta eski dizilerde oynamış adamı / kadını, aynen alıp koyacaksın kendi dizine. Bıyığını bile kesmeyeceksin. Höt! Çek lan elini!

 Kural beş : Hastane sahnesi koyacaksın kesinlikle. Böylece diziden 3 bölüm kazanmış olursun. Herkes meraklanır o kişi ölcek mi diye, ama herkes de bilir ölmeyecek diye (Kurtlar Vadisi hariç. Adamlar acımadı. İşi biliyorlar demiştim =P).

 Kural altı : Reklamlarda uzun saçlı kızın saçlarını savurarak arkasına döndüğü sahneyi koyacaksın montaja!

 Kural yedi : Aksiyon varsa dzinin içinde, hiç o konuda uzman birinin tutmana gerek yok değil mi? Her şeyin en iyisini bilirsin veya mahalleden boncuklu tabanca konusunda deneyimli birilerini çağırırsın. Silahlar ateş alınca sanki uçlarında fişek patlamış gibi gözüksün. Anlamayan zaten anlamaz. İnsanlar vurulunca yığılmasın, uçsun. Tek kollu birisi, dürbünlü tüfekle nokta atışı yapsın , ötekisi iki elinde iki desert eagle tabancasıyla (http://vimeo.com/3087845 - ateşlenince iki elle bile zor tutulan hayvani bir silahtır kendisi) kötü adamları çatır çutur indirsin. Ohh, beyin bedava.

 Kural sekiz : Madem çatışma sahnelerine almadın bir uzman, o zaman diğer alanlarda da alma. Hastane sahnesinde alma, araba sahnesinde alma. Ne gereği var, pft!

 Eveeet , şimdilik bu kadar sayın okuyucu. Yani ben. Ben yazdım ben okudum aslında. Kendime seslendim. Olsun. Çok memnunum. İyi ki okumuşum. Teşekkürler MeneS. Rica ederim okuyucu, ne demek her zaman.

3 yorum:

  1. youre my favorite geek. shhh...

    YanıtlaSil
  2. MeneS'le Gece Sohbetlerinde medya konusunda aydınlandık inşallah

    YanıtlaSil