18 Ocak 2013 Cuma

İnsanların devri bitti, devir orkların devri

  Aylardan beri çalmak istediğim -hatta org çalmaya başladığımdan beri çalmak istediğim- bir parçayı çalmayı öğrendim. Dünyalar benim olacak sanıyordum. Güneş pembe olacak, insanlar beni tebrik edecek, mutluluğum gözlerimden fışkıracaktı. Attığım her adımda mutluluğum, toprağa yayılacak yanımdaki herkese sirayet edecekti. Olmadı. Öyle olmadı. Defalarca çaldım, ev arkadaşımın elektronik piyanosunda da çaldım, daha güzeldi orada hatta. Hissedemedim.
  Okuldan eski aldığım zevki alamıyorum. Her sabah bu köhne evde uyandığımda, tek düşündüğüm... Ne saçmalıyorum, bir cacık düşünmüyorum ki. Üstümü giyineyim de gideyim diyorum okula. En karmaşığı budur herhalde.
  Neşeli olmaya çalıştığım, "Bak MeneS! Mutlusun işte!" dediğim her anın ardından, zihnimde dönüp duran şeyleri yazayım :
 - Mutlu olmaya hakkın yok yaptıklarından sonra.
 - Ama hayat devam ediyor.
 - Ama hakkın yok. Güldüğün her an, küçük şeylere sevindiğin her an Kötü birisin sen. Ardına dönüp bakamayacak kadar utanmaz mısın?
 - Değilim. Ama dönüp baktım. Daha kötü oldu.
 - Mutlu olmaya hakkın yok.

  Hakkım yok.
 Eskiden çevreme bakardım, gözlem yapardım. Blog yazılarım hep eleştiri şeklindeydi. Şakalar komiklikler. Şimdi gelemiyor içimden. Sanki yazsam, çok mutluymuş gibi gözükeceğim, yanlış olacak. Şimdiyse yazdıklarım çoğu zaman kendimle ilgili şeyler. Yanlış veya doğru gözlemler (ki eskiden çevreye yönelikti).
 Çok da mutsuz değilim, ama yarını beklemek için bir sebebim yok. Bugünün, yarından farkı yok. Yarının sonraki günden farklı olmayacak. Gerçekten mutlu hissettiğim anlar sayılıdır herhalde. O da başkalarını mutlu ettiğim için.
  Sanırım arkamda bıraktım Mutlu MeneS'i. Galiba hepsini Altunizade'de bıraktım. Kısacık ömrümün en güzel bir kaç yılını geçirdiğim küçük odamda.



   Tam bu noktadan sonra, kendimle ilgili gözlemde bulunmayacağım. Aklım ve kalbim arasındaki bağlantı, bundan sonra dışarıya kapalıdır efendim. Mutlu olup olmamak umrumda olmayacak, neşeli olacağım. "Call the police, i dont give a fuck". İyi günler. 
  İşe ilk önce eğlenceli bir şarkı dinleyerek başlamak lazım. 
  Hatta şöyle yapayım, evden Murat Menteş'in kitabını ikinci bölümün yazayım. Ayıp olmasın.

2 yorum:

  1. Kandır kendini, neşeli olmaya çalış. Ardına dönüp bakamayacak kadar utanmaz değilsin ama bunu yapamayacak kadar korkaksın. Haklısın, en ufak mutlu olamaya bile hakkın yok senin, ne kadar hayatın devam ettiğini düşünsen bile yok.

    YanıtlaSil
  2. Her sabah ve her aksam, kendi pis gercegimle yuzlesirken korkak oldugumu soyleyemezsin bence. Otekiler konusunda ise,haklisin

    YanıtlaSil