Neden Venüs?

  -Günler, haftalar sonra tekrar buralardayım. Başımdan geçen türlü türlü işlerden sonra henüz düzlüğe çıkmasam da, yokuşu tırmanmaya başladım herhalde. Elimde de ÖSYM'nin verdiği kurşun kalemler. Sağolsunlar emeğimizi düşünüyorlar. Her sınava girene suçlu muamelesi yaparak. Çok kızmışım bak, ne anlatacaktım, ne diyorum.

  Aslında bir şey anlatmayacaktım, yalan söyledim. Uzun zamandır kimseye bir şey anlatmıyorum belki de, bir kaç istisna hariç. "İyi misin" diye soranlara yalan söylüyorum, konuşmak hafifletmiyor acımı, hafifletmedi hiçbir zaman. Bundan sonra işe yarar mı bilemem. İçime atmaya devam öyleyse!

  -İçime ata ata belediye çöplüğüne dönen kafamın dışında, bir de belediye çöplüğünden beter olan odamın hali var. Her yerde Dahiliye slaytları, Kardiyo slaytları ile paylaşmışlar odayı. Bölmüşler güzelim odamı kendi aralarında. Farma ise sinsice bekliyor kenarda, saldıracağı güne kadar. Sinsice... Hep Yahudiler... Hep Amerikalılar yapıyor bunları bak... Bana komplo kuruyorlar...

  -La bir de anhedoni diye bir illet var başımda. Hayatta hiçbir şeyden zevk almamaya başladım. Büyümenin etkisi mi, yoksa kafada bir sorun mu var bilemiyorum?

  -Bugün metrobüse bindim, boştu, şaşırdım. 2 senelik metrobüs kariyerim boyunca böylesini az gördüm. Yolcular ve doğal olarak da ben, hayvanat bahçesindeki hayvanlar kadar sakince oturduk yerlerimize. Buradan kendisini hayvana benzettiğim tüm insanlardan özür diliyorum tabi. Ben öyleyim diye siz öyle olmak zorunda değilsiniz.

  -Hayır, öyle olmak zorundasınız.

  -Antidepresan alıyorum bir haftadır. Yalnız öyle saçma ki, etkisi 2-3 haftada ortaya çıkan bir ilacı aldığım ilk gün sırıtarak gezmem placebo etkisinin ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor. Bilim dünyasını aydınlatmaya devam ediyorum her zaman olduğu gibi ehe

  -Uzun tırnaklarıma bakıp, "Ne kadar da uzadılar yahu" deyip de, kesmeye kıyamıyorum onları. Onların hayatını bağışlamışcasına kendimi güçlü hissediyorum. Ben de tırnak olsaydım kesilmek istemezdim. İşte olayın sırrı bu, empati. Liderliğin sırrı...

  -Yine de ara sıra kesmek lazım, yoksa fazla sivrililer... Bak ayak tırnaklarına ne kadar sakince sivriliyorlar. Kronik hipokalsemi gibiler, etkileri belli olmuyor.

  -Max Payne 3'ü 10 dolara aldım Steam'den yakın zamanda. 2 günde bitirdim. Harcadığım en iyi 10 dolardı. Merkez Bankası bunu beğendi

  -4chan'de kendi terinden parfüm yapıp Gym'e giden bir adamın hikayesini okumuştum. Şimdi aklıma geldi, konuyla alakası yok, ama burnuma gelen kokuyla alakası var. Samimi yazar profili çiziyorum, tabuları yıkıyorum, topluma yol gösteriyorum... Ya da kafam güzel. Muhtemelen ikincisi.

  -Yaz geldi, kızlar yine yeteneklerini sergilemeye başladı. Her birinin yanına gidip "30 yıl sonra yağ dolacak oralarınız" demek istiyorum. Ama diyemiyorum. Sexist miyim? Hayır n'alaka. İsteyen istediğini giyer. Sadece yıllar bazen acımasız oluyor azizim.

  -Oyun demişken -evet 2 dakika önce demiş olabilirim. N'olmuş?-, oynayacak oyunlara ihtiyacım var. Aslında oynayacağım oyunlar belli, ama ne yazık ki vakit yok. Üstelik indirime girmelerini bekliyorum. Tomb Raider, Far Cry 3 başı çekiyor listede. Yaza doğru şöyle bir tenzilat olsun azizim, oyun görek.

  -Mısır çarşısından alınan 1 kilo jelibonun verdiği mutluluk ve kanser riski....

  -Bir de uzun uzun çubuk gibi şeyler aldım. Sanırım her yediğim "dal" ömrümden 1-2 ay götürüyor. 

  -Tablet'ime Pou mudur, Poo mudur nedir, bildiğin kakaya baktığınız bir oyun yükledim. Üstelik kendisi kaka olmasına rağmen, kakasını yapıyor. Olacak iş değil? Hiç kaka, kaka doğurur mu hoca bu nasıl iş?

  -Odamın karanlığında klavyemin ışıkları çok güzel gözüküyor vallahi

  -"Nobody's baby, I'm everbody's girl" diyor dinlediğim şarkıdaki kadın. "Ben kaşarım" demenin öteki hali midir bu? Öyle değilse nedir?

  - Başlıkla yazıların bağlantısını kurana, kestiğim tırnakları altına kaplatıp göndereceğim.