12 Ağustos 2014 Salı

Need for Speed

  Geçen gün Need for Speed'in filmini izledim. Umduğumdan çok daha kaliteli ve markanın üzerine konmayan bir film ortaya çıkmış. Ayrıca pek de haz etmediğim "modifyeli, yanarlı dönerli, yarı çıplak kız araba üstünde dans etmeli" Hızlı ve Öfkerli konseptinden uzak durulmuş ve Maserati, Lamborghini, /adını telafüz edemediğim Alman araba markası/, gibi süper arabaların boy gösterdiği bir film olmuş. İlk NFS oyunları gibi olmuş kısacası araba içeriği. İkinci hoşuma giden nokta da, filmin -bana göre- iki parça halinde olması. İlk parçada, uzun bir yolculuk ve bu yolculukta karakterlerin inşası yapılıyor. Böylece duygularına biraz olsun ortak olabiliyoruz. İkinci parçada da film boyunca beklediğimiz yarışı izliyoruz.
  Film eleştirmeni filan değilim, sinematografik olarak da incelemeyi bilmem filmleri. Senaryo tahmin edilebilir, kimse oturup da derin bir film beklemiyor haliyle. Ama benim gibi araba meraklısı olmayan bir adamı bile "BUEYAH Ne motor sesi o Yarabbim!" diye imana getiriyorsa, bir şeyleri doğru yapıyordur bence.

  Trailer : http://www.youtube.com/watch?v=e73J71RZRn8
  (Arkada çalan şarkı : Muse - Butterflies and Hurricanes. Tanıdık şarkıyı bir yerde görünce insan bir hoş oluyor nedense (giyim mağazaları dahil değildir). Aynı şarkı bir NFS oyunun daha başlangıcında çalıyordu. Yeni Most Wanted olsa gerek.)
  EK NOT: American Muscle arabalarına ilgim var. Kaputlarının altında yatan aslandan çıkan kükreme beni benden alıyor. Ama Türkiye şartlarında, su gibi benzin içen bir arabayı kullanmak demek, kumar borcuna batmak gibi bir anlama geliyordur herhalde. Yine de belki bir gün...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder