
Bugün, hayatımdaki küçük, ama bir türlü gerçekleştirmediğim hedeflerden birisi olan, "Maltepe-Kartal sahilde bisiklet sürmek"i gerçekleştirdim. Millet dünyayı gezmek ister, gerek yok. Biraz huzur, arayan için pek yakın yerlerde. Macera aramıyorum ben zaten. Can yoldaşım olan ve popomu acıttığından mütevellit sevgimizin karşılıklı olmadığına inandığım bisiklet ile, Küçükyalı civarlarından, Fenerbahçeye kadar sürdüm bisikleti. Bir ara müzik mi dinlesem dedim, sonra deniz havası, kokusu ve sesinin zihnime temasının önüne geçmek istemedim. Müzik bile bir duygu uyandırıyor sonuçta -eskisiyle,yenisiyle-, ama duygu da olsun istemedim zihnimde. Bomboş olsun istedim. Kaygılarımı bir bir tümseklerde bıraktım, dalgalar olmasa bile, kalabalıktaki insanlar ezmiştir herhalde onları. Fenerbahçe'den geriye dönerken bulamadım çünkü onları. Belki ben de geçtim üzerlerinden, bilmiyorum.
Fenerbahçe'deki parkta köşeye çektim, örtümün üstüne oturdum. Witcher : Son Dilek'ten bir parça okudum.
15-16 km'lik bir sürüş oldu. Haftada bir iki kere oturduğum yerde sürüşler yaptığım için çok yorucu olmadı. Hem bisiklet yolunun varlığından, hem de yolun genel olarak engebesiz oluşu sürüşü daha keyifli hale getirdi.
Ha, arabamı çok sevdiğimi de söylemiş miydim? Yoksa bisikletim ile aynı renk miymiş? Vay be.
good
YanıtlaSilwow kirmizi
YanıtlaSilnice
YanıtlaSilawesome
YanıtlaSilwow, its so cool
YanıtlaSil:)
YanıtlaSil