18 Mayıs 2011 Çarşamba

Açıkçası bir sonraki kaydın bu kadar çabuk geleceğini düşünmemiştim ehuah. Ama aklımdayken hemen bahsetmek ve sormak istiyorum  : Nedir büyümek?
Bir önceki yazıda bahsettim hayallerden az da olsa. Biz büyüdükçe hayal dünyamız basitleşip gerçek dünyanın tokadını da yiyip maddileşiyor mu?  Hangimiz küçükken kendini veya dünyayı farklı hayal etmedi ki? Var mı inkar edecek olan? Sakın yapmayın. Çünkü bir salatalık turşusu olsanız "Hayır lan! Ben salatalıktan gelmedim!" demekle aynı şeyi söylemiş olursunuz. Yapmayın. Ben mesela kendimi hep bir Jedi Şovalyesi olarak hayal ediyordum. Elimde ışın kılıcım, sınıf arkadaşlarımı Klonların işgalinden kurtarıp sırası ile gemiye bindirirmeyi hayal ederken kaç kere uyudum acaba bilmiyorum? Belki fiziksel olarak zayıf olmanın getirdiği bir sonuç olarak hayal ediyordum "güçlü" biri olmayı. Ama sonuçta vasfım ne olursa olsun, çocuk olduğum için hayallerim her zaman biraz uçuk olmak zorudaydı.
Peki şimdi bir de ikinci soru soruyorum : Hangimiz en son böyle bir hayal kurdu? Ama hayal kurmaktan kastım, cidden hayal gücümüzü zorlayan şeyler. Mesela ilginç bir bina düşünmek zihnimizden, ya da saçma sapan bir şeyler icad etmek, mantık dışı dünyalar tasarlamak ve yine o dünyaların içine mantık dışı yaratıklar yerleştirmek... Aklınıza gelebilecek zibilyon tane seçenek. Yaptık mı? Peki ne hayal ettik? Sevdiğimiz kızı / oğlanı mı? O bizi sevseydi ne olurdu'yu mu? Sınavdan 100 almayı mı? En uçuk hayaliniz / hayalimiz neydi son zamanlarda? Yoksa en kötüsü hayal etmeyi mi bıraktık? Ne bağladı ki peki bizi hayata o zaman... Soruların bini bir para eder bu paragrafta daha da uzatırsam. Ama düşünmemiz lazım, büyüyünce yok mu olur hayalgücümüz, yoksa biz mi onu köreltiriz? Hani, çocukça olduğu için?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder