MeneS'le hayat tavsiyeleri bölmümüze hoşgeldiniz. Bu bölümde nasıl film sektörüne atılabileceğinizden bahsedeceğim! Şimdi öncelikle elinize kameranızı alın, bir yönetmen koltuğu ve bir kaç tane de teknik eleman. Işıktır carttır curttur, onları teferruattır efendim. Hadi bakalım, hazırsanız başlıyoruz.
Öncelikle sektöre hızlı bir giriş yapmak istiyorsanız ve elinizde iyi bir senaryo yoksa şunu yapacaksınız : -tarafı ne olursa olsun farketmez- Herhangi bir siyasi büyüğün veya "dava"nın adamının / kadınının hayatını alın, film yapın. Çok mu zor? Sanmıyorum. Zaten ortada bir yaşanmış (belki de yaşanıp da bitmiş) bir hayat var. Tabi biraz makyaj da yapacaksınız ki,o siyasi görüşün veya davanın liderini tanrısallaştıran fanatikleri filme daha çok ilgi göstersin , o filme gitmeyi o "büyüğe" bir borç olarak bilsin diye. Onlara "vay be! İşte bu x böyle bir adamdı / kadındı!" dedirtecek sahneleri ve diyalogları filme ekleyin ve en önemlisi o kişinin hayatının sadece zor dönemlerini gösterin. Böylece fanboylar onun "mücadele" dolu hayatını görsün. Sanki herkes rahat bir hayat yaşıyormuşcasına. O adamın / kadının kendinden olmayana nasıl zulmettiğini, onları nasıl küçümsediğini göstermeyin sakın. Çünkü kimse tanrısında kusur görmek istemez değil mi? Kimse!
Eğer tüm bunları yaparsanız adınız yönetmen olarak bir güzel duyurursunuz. Sinema eleştirmenlerinden tarafsız olanlar filminiz gerçek anlamda eleştirirken, ötekiler o filmi yüceltecektir. Filmi izleyen o tanrının kullarının da filmin ne kadar güzel olduğu hakkındaki -zaten kesin ve değişmez olan- düşünceleri, kendi kafa ayarlarındaki insanların taraflı eleştirilerini okuyarak daha da sağlamlaşacaktır. Dert etmeyin. Çünkü hiçbir fanatik kalkıp da filmi eleştirmeyecek, üstünde düşünmeyecektir. Tıpkı davasının üzerinde düşünmediği, sadece önden gideni takip ettiği gibi. Hayatının her alanında olduğu gibi rahatça manipule edilen ve yönetilen insanları bu alanda da manipule edip kullanın ve gişe rekorları kırın. Nokta.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder