Hani bir şeyi bitiririz ya, herhangi bir şeyi. Kitap, oyun, resmi, iş, ödev. Bittikten sonraki o tatmin hissi mükemmel değil midir? Bizi mutlu eden yegane şeylerden biri olduğunu düşünüyorum hatta. Şöyle ki, bugün büyük istek ve arzuyla bir kitap bitirdim (Jean ve Pierre). Sürükleyiciliği, tasvirleri ve daha anlamadığım bir çok şeyi ile harika bir kitaptı. Ama konumuz o değil (kitaptan da bahsederek kendimi size entellektüel bir kişilik olarak göstermeye çalıştım. Yemediniz mi? Tüh.). Konu : Bitirmek! Kitabın son sayfasını okduğumda içime öyle bir tatmin hissi doldu ki, Karadenizli balıkçıların hamsi kaynayan ağlarındaki toplam hamsi gözü sayısından da büyük! Aynı şekilde bir oyun bitirince de bir şeyler başarmışlık hissi güzel. Ama en güzeli nedir biliyor musun sayın okuyucu (yani toplamı sıfır olan kalabalık ehuah) : bir resim bitirmek. Boş kağıda çizilen, her biri birbirinden bağımsız çizgilerin oluşturduğu sessiz bir orkestrayı arkaya yaslanıp izlemek tarif edilemez bir his. Her ne kadar çizdiklerim çoğu zaman başka çizimleri kopyalamak olsa da , o kalem izlerinin bende oluşturduğu neşeyi tarif bile edemem size.
Aslında yazdıklarım bir çok kişiye oldukça basit gelecektir. Özellikle günümüz dünyasındaki maddiyata bakarsak. İnsanların çoğu zaman hayali ya daha güzel bir araba ya daha güzel bir ev. Tabi ki , benim de daha güzel bilgisayar için hayallerim var (elimdeki çok güzeldir. Bunun için şükrediyorum tabi ki). Ama tüm hayallerimizin, tüm başarılarımızın yöneliminin maddiyat ile ilgili olması pek hoş değil. Umarım ben yanlış düşünüyorumdur ve insanların çoğu böyle değildir. Çoğu insan daha iyi biri olmak için çalışıyodur, kendini bir ürün verince hissettiği mutluluğa adamıştır ya da ne bileyim, katkı yaparak birilerini kendi başarısına ulaştırınca elde ettiği mutluluk çok hoşuna gidiyordur. Umarım öyledir. Bir sonraki yazıya kadar, bol bol su için. Hadi bakalım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder