-İradesizliğimin üstünden geçen günün sonrasında, hem okuduğum kitabı bitirdim, hem de çalıştığım org parçasını bitirdim. Hala mükemmele ulaşamadım ama olsun. Kimsenin puan -veya para- vereceği yok ki, ben beğeniyorsam, olay bitmiştir.
-Kendi kendine polemik yapıyorsun MeneS. Senin kafanın içini görmek isterdim.
-Kafam çok büyük. Senden 3 tane alır zaten. Arkadaşlarını da çağır.
-Kafan büyük ve aynı zamanda da "iyi" belli ki. Senin yaptığın sahurdan ben de istiyorum.
-Ben sahur istemiyorum, ben yemek yemek istiyorum. Sahur, demişken, dün Hayat Vakfı'nın iftarı varmış. Oraya gittik.
-Dışarı çıktın yani? İnanılmaz! Hemen Amerikalı yetkililere söyleyelim DEFCON seviyesini 2'ye getirsinler.
-Gittim güzel güzel iftar yaptım neden öyle diyorsun. Babam yolda birisiyle yol meselesi yüzünden de kavga etti resmen. Babamı hiç öyle görmemiştim. Hatta o gördüğüm babam değildi. Dediklerimizin tek kelimesini bile dinlemeden laf kavgasına tutuştu adamda. İnsanların gözü dönünce ne kızını tanıyor ne de oğlunu demek ki. Neyin çözümü ki kavga etmek Enes?
-Bugüne kadar bir şey çözmemiş sevgili MeneS.
-Nedir bu öfke o zaman "öteki"ne karşı?
-Bugüne kadar kimse çözememiş sevgili MeneS.
-Öfff çok sıkıldım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder