Az önce TUS çalışırken izleyemediğim Deadpool'u izledim ki, izlemez olaydım. "Süper kahraman" filmleri artık daha da leş gözükmeye başlayacak gözümde.
Bundan yaklaşık 7-8 sene önce Marvel Ultimate Alliance adlı oyunda görmüştüm Deadpool'u. O zamanlar ilgimi çeken 2 katanası ve silahları idi, ama oyunu oynadıkça diğer karakterlerden oldukça farklı olan karakteri dikkatimi çekmişti. "Kahraman" olma çabası içerisinde olmayan bir anti-kahraman, bütün kahraman dünyası için oldukça sıradışı bir durum ne de olsa. O zamandan beri kendisi ile ilgili her şey ilgimi cezbetti. Yakın zamanda oyunu da çıktı hatta, o da -tıpkı filmdeki gibi- düşük bütçesi ile alay eden, kendini ti'ye alan ve dördüncü duvarı defalarca yıkıp geçen tarzıyla diğer oyunlardan biraz olsun sıyrıldı.
Filmin en sevdiğim yanı +18 olması ve kesinlikle oyunu kurallarına göre oynamaması. Deadpool'un kendi tarzını daha doğru yansıtması için +18 olması kesinlikle doğru tercih, izleyiciler açısından. Oysa ki filmi +18 yapmayarak, daha güvenli oynamayı tercih edebilirdi yapım ekibi. Yap bir kahraman filmi, gişede ortalama bir şeyler yapsın, hızlı bir "cash-grab", sonrasında dükkanı kapatıp git, bir sezon sonra yine gel aynısını yap... Tıpkı diğer bütün kahraman filmlerindeki gibi. Eleştirilecek pek bir yanı yok belki, ama arka arkaya izledikçe, bu tarz filmlerin, artık sadece marka değerini yükseltip çocuklara daha fazla kahraman lisanslı ürün satmak için çekiliyor olduğu ihtimali -gerçeği!- sırıtıyor. Kahramanların "nerd"lerin elinden çıkıp "cool" olması ve popüler kültür haline gelmesinin sebeplerinden biri de bu herhalde. Her sene, güvenli oynayan, pek de heyecan içermeyen, iniş-çıkışlardan yoksun, sıradan Hollywood sahneleri ile süslenmiş X dakikalık park gezisi gibi gelen filmlerden sonra, Deadpool kesinlikle çölde bir vaha. Çılgın seks sahneleri, tabelalara yapışan ceset yığınları, kanla yıkanan pikseller, yapılan teabagler ve daha nicesi... Üstelik bunlar sadece görsel olanlar... Diyalogların içeriği ise -özellikle de Deadpool'un bülbül gibi şakıyan dili- bu sahneleri "bu film için sıradan" denilecek düzeye indiriyor. Kim yazdıysa, kim konuşturduysa bu karakter(ler)i, ikinci filmde de bırakmasın o kalemi.
Scott Pilgrim vs The World'den sonra, en beğendiğim filmler listesine girmeyi hakediyor Deadpool. Umarım ikinci film daha da cesur olur.
Bundan yaklaşık 7-8 sene önce Marvel Ultimate Alliance adlı oyunda görmüştüm Deadpool'u. O zamanlar ilgimi çeken 2 katanası ve silahları idi, ama oyunu oynadıkça diğer karakterlerden oldukça farklı olan karakteri dikkatimi çekmişti. "Kahraman" olma çabası içerisinde olmayan bir anti-kahraman, bütün kahraman dünyası için oldukça sıradışı bir durum ne de olsa. O zamandan beri kendisi ile ilgili her şey ilgimi cezbetti. Yakın zamanda oyunu da çıktı hatta, o da -tıpkı filmdeki gibi- düşük bütçesi ile alay eden, kendini ti'ye alan ve dördüncü duvarı defalarca yıkıp geçen tarzıyla diğer oyunlardan biraz olsun sıyrıldı.
Filmin en sevdiğim yanı +18 olması ve kesinlikle oyunu kurallarına göre oynamaması. Deadpool'un kendi tarzını daha doğru yansıtması için +18 olması kesinlikle doğru tercih, izleyiciler açısından. Oysa ki filmi +18 yapmayarak, daha güvenli oynamayı tercih edebilirdi yapım ekibi. Yap bir kahraman filmi, gişede ortalama bir şeyler yapsın, hızlı bir "cash-grab", sonrasında dükkanı kapatıp git, bir sezon sonra yine gel aynısını yap... Tıpkı diğer bütün kahraman filmlerindeki gibi. Eleştirilecek pek bir yanı yok belki, ama arka arkaya izledikçe, bu tarz filmlerin, artık sadece marka değerini yükseltip çocuklara daha fazla kahraman lisanslı ürün satmak için çekiliyor olduğu ihtimali -gerçeği!- sırıtıyor. Kahramanların "nerd"lerin elinden çıkıp "cool" olması ve popüler kültür haline gelmesinin sebeplerinden biri de bu herhalde. Her sene, güvenli oynayan, pek de heyecan içermeyen, iniş-çıkışlardan yoksun, sıradan Hollywood sahneleri ile süslenmiş X dakikalık park gezisi gibi gelen filmlerden sonra, Deadpool kesinlikle çölde bir vaha. Çılgın seks sahneleri, tabelalara yapışan ceset yığınları, kanla yıkanan pikseller, yapılan teabagler ve daha nicesi... Üstelik bunlar sadece görsel olanlar... Diyalogların içeriği ise -özellikle de Deadpool'un bülbül gibi şakıyan dili- bu sahneleri "bu film için sıradan" denilecek düzeye indiriyor. Kim yazdıysa, kim konuşturduysa bu karakter(ler)i, ikinci filmde de bırakmasın o kalemi.
Scott Pilgrim vs The World'den sonra, en beğendiğim filmler listesine girmeyi hakediyor Deadpool. Umarım ikinci film daha da cesur olur.
ben hic sevmedim ya ;-(
YanıtlaSilzevkler ;(
YanıtlaSil